Öğrenmeyi Etkileyen, Sekteye Uğratan Etkenler ve Bunları Önlemeye Yönelik Öğretmen Yaklaşımları


Ortaöğretim öğrencileri ergenlik döneminin özelliklerini taşırlar. Bu çağda bulunan öğrencilerin tamamının öğrenmenin sorumluluğunu üslendiğini söylemek doğru olmaz. Öğrenmenin sorumluluğu üstlenen öğrenciler için öğretmenlerin yaptığı her türlü öğretme yaklaşımı genelde sonuç verir. Ancak sınıfta bu sorumluluğu alamayan öğrencilerde bulunduğundan öğretmenlerin öğrencileri derse çekme konusunda da çeşitli öğretme becerilerine ihtiyacı vardır.
Öğrencilerin bir derse katılırken dersi takip edebilmesi ve öğrenmesi için bir alt yapının, hazırbulunuşluğunun olması lazım. Kendini derse kapatan, öğrenme konusunda isteksiz davranan, dersteki belli başlı temel kavramlara uzak olan, o dersin istediği iş ve işlemleri zihninde gerçekleştiremeyen (önceki bilgilerle ilişki kurma, zihinde canlandırma, hafızada
tutma, yargıya ulaşma, çıkarımlarda bulunma, transfer etme gibi.) öğrencilerin dersi öğrenmeleri, kazanımları gerçekleştirmeleri mümkün olmamaktadır. Öğretmenler genelde dersi grubun ortalama anlayış seviyesine göre anlatır. Bu nedenle dersi kolay anlama yeteneğine sahip bazı öğrenciler konunun kolay ve basit olduğunu düşünerek, zor anlayan öğrenciler de konunun zor ve karmaşık olduğunu hissederek dersten kopabilmektedir.
O yüzden dersi anlatan öğretmenlerin anlatım esnasında bu bireysel farklara sahip öğrencileri de dikkate alarak, zaman zaman onların da ihtiyaçlarını karşılayacak uyaranlar, tepkiler vermeleri gerekebilir.
Öğrenmeyi Etkileyen, Sekteye Uğratan Etkenler ve Bunları Önlemeye Yönelik Öğretmen Yaklaşımları
Öğrencilerin öğrenmelerini etkileyen, eksikliğinde öğrenmeyi sekteye uğratan öğrenciye ait psikolojik, bilişsel ve fiziksel nedenler de bulunmaktadır. Bunlar:
- O dersin ve konunun önemli olduğunu düşünmeleri,
- Öğrenebileceklerine olan inançları,
- Konuyla ilgili önceki öğrenmeleri,
- Dikkat süreleri,
- Algılama, kavrama durumları (Öğrenme hızları).
- Fiziksel durumları (Açlık, yorgunlukları, uykusuzlukları, hastalık vs.)
- Duygusal durumları (Korku, kaygı, endişe vs.)
Öğretmen yukarıda öğrenmeye engel olabilecek konularla ilgili de hazırlıklı olmalıdır. Öğretmenler kendisiyle, öğrenciyle, çevreyle ilgili her türlü şarta ve zorluklara rağmen kendisine tahsis edilen zamanda dersini vermek zorundadır. Bu mecburiyetten dolayı çoğu zaman öğretmen öğrenmenin engellerini ortadan kaldırma konusunu göz ardı edip öğrencinin öğrenip öğrenmediğini ikinci planda tutarak, vermekle yükümlü olduğu konuları vermeye odaklanmaktadır. Bu da zaman zaman öğretmeni kazanımları vermede başarısız kılmakta, etkili bir öğretim sürecinden geçirmediği için öğrencilerin de kendilerini başarısız hissetmelerine yol açmaktadır.

Öğretmen dersi anlatırken sergileyeceği bir takım yaklaşım ve uygulamalarla öğrenmeyi olumsuz etkileyen engelleri büyük oranda ortadan kaldırabilir.
- Sıcak bir karşılama.
- Konunun gerekliliğinin, hayatla bağlantısının vurgulanması (Etkinlikler de yapılabilir),
- Önceki konularla bağlantı kurma.
- Konunun içeriğinin –ne eksik ne de fazla– yalın bir dille sunulması (Öğrenme etkinlikleri de yapılabilir).
- Öğrencilerin derse aktif olmasının sağlanması.
- Konunun ders sonunda öğrenciler ve öğretmen tarafından özetlenmesi.
- Geri bildirim amaçlı sorular sorma ve cevaplama.
Öğretmede yüzde yüz başarı yoktur belki. Ancak her zaman daha iyisi vardır.
Photo by Myicahel Tamburini on Pexels.com Photo by Gabby K on Pexels.com Photo by John-Mark Smith on Pexels.com
Abdulgaffar Polat
Rehber Öğretmen, Psikolojik Danışman