Ortak Türk TarihiOTT.3. Türk KağanlıklarıTARİH ZÜMRESİ

OTT.3.9. Kimek ve Kıpçak Devletleri

KİMEK VE KIPÇAK DEVLETLERİ

Kimek Kağanlığı, IX-X. yüzyıllarda Batı Altaylar ve Balkaş Gölü’nün kuzeydoğusunda yaşayan Kimek Türkleri tarafından kurulan bir devlettir. Bu devlet güney ve güneybatıda Karluk ve Oğuz Yabguluklarıyla, kuzeydoğuda ise Kırgız Kağanlığı’yla komşu olmuştur. Bu dönemde Orta Asya’nın Batı Altaylar ve Balkaş Gölü’nün kuzeydoğusunda şehir hayatı canlanmış, İpek Yolu’nun Altaylar ve Sibirya’ya giden hattında uluslararası ticaret özellikle kürk ticareti artmıştır.

Kimek Türkleri de Kök Türk Kağanlığı’na özgü Eski Türk devletçilik geleneklerini devam ettirmiştir.
IX-X. yüzyıllarda Sibirya ve Uzak Doğu’ya giden Müslüman tüccarlar Kimek ülkesine uğramışlardır. Tüccar kafileleriyle beraber kuzey ülkelere seyahat eden Arap ve Fars coğrafyacıları Kimek Türklerine dair epey bilgi bırakmışlardır. Coğrafyacıların yazdıklarına göre soğuk ve sert iklim şartlarında yaşamalarına rağmen Kimeklerin kültür seviyesi yüksek olup şehir ve kasabalar kurmuşlardır.

Kıpçak Devleti ise Avrasya bozkırlarının belirli bir bölümünde, şimdiki Kazakistan’ın bozkır bölgeleri ve civarında XI-XIII. yüzyıllarda hüküm sürmüştür. Kimek Kağanlığı zayıfladıktan sonra Kıpçaklar onların topraklarında egemenlik sağlamışlardır. Kıpçaklar daha sonra XI. yüzyılın ikinci çeyreğinden başlayarak Aral Gölü ve Hazar Denizi arasında bulunan Oğuzların yerini almışlardır. Mefâzetu’l-Guziyye (Oğuz Bozkırı) terimi yerine Deşt-i Kıpçak (Kıpçak Bozkırı) terimi kullanılmaya başlanmıştır. Deşt-i Kıpçak, Doğu Avrupa-Batı Sibirya bozkır bölgelerinin tamamını kapsayan Kuman-Kıpçak sahasıdır.

Kıpçaklar XI. yüzyılın ortalarına doğru İdil nehrini geçerek batıya yönelmişlerdir. Sonradan Bizans ve Bulgaristan bölgerine taarruz yaparak 1071-1080 yıllarında Tuna’ya ulaşmışlardır.

Bazı Kıpçak boyları diğer Türk boylarıyla birlikte Küçük Asya’ya doğru yayılmaya başlamışlardır. Böylece XI-XII. yüzyıllarda Altaylardan Karpat ve Tuna Nehri’ne uzanan binlerce kilometrelik topraklarda yaşayan topluluklar Kıpçak olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Böylesine geniş bir alanda bir hanlık değil, birçok Kıpçak Hanlığı bulunmuştur. Kıpçak Hanlıkları arasında İl Böri Hanedanı’nın nüfuzu artmıştır. Bu hanedana mensup hükümdarlardan Abar Han’ın adı tarihî eserlerde geçmektedir.

XI. yüzyılın sonuna doğru Mangışlak ve Hazar Denizi’nin doğu sahilinde eskisi gibi Kıpçaklar hüküm sürmüştür. 1096 senesinde İl Böri Hanedanı’nın yönettiği Kıpçak Birliği Uluğ Han önderliğinde Harezm’e sefer düzenlemiştir. Ancak Selçuklular Kıpçak Birliği, mensuplarının Mangışlak’a geri dönmelerini sağlamışlardır.

Kıpçak Beylikleri Cengiz Han ordularının bu toprakları ele geçirmesiyle son bulmuştur. Sonradan Türk-Moğol kabileleriyle karışan yerli Kıpçak boyları Altın Orda ve diğer Cengiz’e bağlı hanedanların yönetimine katılarak bölgenin siyasi ve kültürel hayatında önemli yer tutmuşlardır.

Bizanslılar tarafından Kun, Kuman, Ruslar tarafından da Polovets olarak adlandırılan Kıpçakların Toksoba ve Borcoğlu boyları başta olmak üzere birçok Türk boyu Güney Rusya ve Karadeniz bölgesinden Bizans sınırlarına, diğer adıyla Doğu Avrupa’ya kadar uzanan göç gerçekleştirmişlerdir. Kıpçak Türklerinin arasında Bizans kaynaklarında Uz, Rus yıllıklarında Torki (Türk) olarak geçen Oğuz Türkleri de bulunmuş ve bu Türkler şimdiki Ukrayna topraklarında kendi siyasi teşkilatını kurmuşlardır.

Batı Kıpçakları arasında bulunan Oğuz gruplarından Uz diğer adıyla Torkilerin bir kısmı diğer Türk boyları gibi zamanla Ukrayna ve civarında yaşayan yerlilerle kaynaşarak Slavlaşmış, bir kısmı ise Bizans İmparatorlarına paralı asker olarak hizmet etmişlerdir. Paralı asker görevindekiler daha sonra Selçuklu–Bizans savaşlarında akrabaları olan Oğuzlar tarafına geçerek Selçukluların Anadolu’yu ele geçirmelerine yardımcı olmuşlardır. Bir kısım Uzlar ise Orta Asya’ya geri dönmüşlerdir. Günümüzde Özbek Türklerinin arasında Uz, Kara Uz boy adlarının korunması da o dönemlerin hatırasıdır.

Miladî 1000 yılının ortalarından başlayan Türklerin Doğu Avrupa’ya sürekli göçleri Kıpçakların batıya ilerlemesiyle hız kazanmıştır.

Özellikle Macaristan ve civarına IV. yüzyılda Hun Türkleri döneminde başlayarak Avar, Bulgar, On Ogur, Peçenek, Kun, Kuman (Kıpçak) gibi Türk boylarının gelip yerleşmesiyle buralarda Türk varlığı artmıştır. Macaristan’da Fin-Ugor ve diğer Türk boylarının karışımıyla şimdiki Macar halkı oluşmuş, Macar devletinin adı Hungaria ise Türkçe Hun veya On Ogur etnik adlarının birleşiminden meydana gelmiştir.

Bizanslıların Türk terimini ilk olarak Macarlar için kullanmış olmaları da ilgi çekicidir. Nitekim Bizans kaynaklarında Tourkia sözcüğü önce Macaristan bölgesi için, “Türk” adı da Macarlar için kullanılmıştır.
Orta Çağ Macar boy adlarından birkaçının Türk boy adlarıyla aynı olmasının yanı sıra günümüz Macar dilinde pek çok sayıda Türkçe kelime bulunması da o dönemin izidir. Örneğin Macarların boy
adları Gyurmatı, Yeno, Kese; Başkurt Türklerindeki Yurmatı,Eney, Keze biçiminde korunmuştur. Kazak, Karakalpak ve Kırgız Türklerinde Canay, Özbek ve Nogay Türklerinin arasında Macar boy adının bulunması da Türk-Macar ilişkilerine örnek teşkil eder.

Kıpçak Devleti’nin kurulması, Avrasya’nın geniş bozkırlarında onlarca Kıpçak boyunun yeni yurtlar edinmesi, Türkçenin Kıpçak lehçesinin yaygınlık kazanmasını sağlamıştır.

Sonradan ortaya çıkan ve Kazakça, Kırgızca, Tatarca, Başkurtça, Karakalpakça, Nogayca, Kumukça, Karaçay-Balkarca gibi günümüzde birer yazı dili hâline gelen lehçeler Kıpçak lehçesi temelinde oluşmuştur. Azerbaycan Türk halkının oluşumunda da Kıpçakların katkısı vardır.

DESTEK, KATKI ve DEĞERLENDİRMELERİNİZİ BEKLİYORUZ.

Ünite ile ilgili dosya, doküman, sunum, slayt, ses, görüntü, fotoğraf, video, vb. her şeyi aşağıdaki sanal duvarda (Padlet) paylaşabilir, görüş ve düşüncelerinizi belirtebilir, yorumlarınızla katkıda bulunabilirsiniz. Yapacağınız tek şey + ya tıklayıp sonrasında istediğinizi panoya eklemek. Birlikte düşünüyor, tasarlıyor, üretiyor ve paylaşıyoruz. Öğretmen İmecesi

Made with Padlet

Yorumlarınız, görüş, öneri ve eleştirileriniz bizim için bir gelişme fırsatıdır.

Başa dön tuşu