Ortak Türk TarihiOTT.5. Türk KağanlıklarıTARİH ZÜMRESİ

OTT.5.7. Türk-Moğol Devletlerinde Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Hayat

TÜRK-MOĞOL DEVLETLERİNDE SOSYAL, EKONOMİK VE KÜLTÜREL HAYAT

Cengiz Han döneminde Türk-Moğol boy ve hanlıkları birbirine komşu yaşamış, hayvancılıkla birlikte avcılıkla da uğraşmışlardır. Cengiz Han Güney Sibirya, Altaylar ve Orta Asya’nın diğer bölgelerindeki Türk-Moğol boylarını kendilerine katarak katı disiplin üzerine güçlü bir ordu oluşturabilmiştir. Nayman, Kerey, Kongırat, Celayir, Mangıt, Tatar, Kıyat, Barlas, Duğlat, Kidan gibi büyük Türk, Moğol ve Tunguz boyları Cengiz Han ordusunun esas çekirdeğini meydana getirmiştir. Cengiz Han ordusu merkezî, doğu ve batı olarak üç koldan tümen, bin, yüz ve onbaşılı askerî yapılanmadan oluşmuştur. Bu yapı ise Hun ve Türk İmparatorluklarının tarihî ve geleneksel devamlılığının göstergesidir.

Moğol İmparatorluğu’nun sınırları Macaristan’dan Kore’ye, Hindistan’ın kuzeyi, Fars Körfezi, Suriye ve Anadolu’dan Doğu Avrupa, Rus kinеzlikleri ve Sibirya’ya kadar genişlemiştir. Buna bağlı olarak yüzlerce farklı topluluk bir arada yaşamıştır. Bunların arasında Türk boylarının hemen hemen tümü, Çinliler, Tibetliler, Ruslar, Farslar, Araplar, Gürcüler ve diğer Kafkasyalı topluluklar, Yunanlar, Macarlar, Doğu Avrupa Slavları bulunmaktadır. Bu toplumların iktisadi ve kültürel hayatı birbirinden farklılıklar taşımaktadır. İmparatorluğun esas ahalisi ve yöneticilerin önemli bir kısmı Türklerden oluşmuş, bu da kısa sürede Moğolların batı uluslarının kendi dilini unutarak Türkleşmesini sağlamıştır.

İlhanlılar tarafından yönetilen İran ve Güney Kafkasya topraklarında ise Fars, Türk ve Arap gibi topluluklar beraberce yaşamışlar, hem yerleşik hem de konargöçer hayat sürmüşlerdir. Orta Asya’dan gelen Türk ve Moğol asıllı boylar İlhanlılar Devleti’nin esas askerî gücünü teşkil etmiş, bu da bölgede Türk nüfusunun
daha da artmasını sağlamıştır.

Altın Orda resmî yazışmalarında Orta Türkçe (Uygur) yazısını kullanmıştır. Saraylarında Türkçe ve Moğolca aynı anda kullanılmış, uluslararası ilişkilerde ise diğer yerel diller de kullanılmıştır.

Moğol istilasının ilk dönemlerinde birçok şehir yakılıp yıkılmıştır. Kervan yollarında güvenliğin sağlanması ve ülkeler arasındaki iletişimin kolaylaşması ile iktisadi ve kültürel hayat canlanmaya başlamıştır. Ticaretin teşvik edilmesiyle Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan on bin kilometreden fazla bir mesafeyi birkaç
ay içinde katetme imkânı olmuştur. Hâlbuki bu dönemde birbiriyle mücadele eden Avrupa devletlerinin temsilcileri, sadece bin kilometrelik bir mesafeyi sınır sıkıntıları ve diğer anlaşmazlıklar yüzünden ancak birkaç ayda aşabilmekteydiler.

Altın Orda Devleti döneminde İdil Nehri’nin aşağı kısımlarında yirmiden fazla kent kurulmuştur. Bu kentlerin en büyüğü Saray Berke’nin nüfusunun yüz binden fazla olduğu tahmin edilmektedir. Altın Orda halkının bir kısmı İdil ve Ural Nehirleri havzalarında bulunan Saray, Kazan, Astrahan gibi büyük şehirlerde ticaretle uğraşmıştır. Halkın önemli bir kısmı ise geçimini hayvancılıkla sağlamıştır.

Bu dönemde topraklar ve otlaklar Moğol ve Türk soylularının elindeydi. Halk toprakları işler, ürünlerin belirli bir bölümünü vergi olarak devlete verirdi.

Cengiz Han oğullarından Çağatay ve onun torunları tarafından yönetilmekte olan Maveraünnehir ve Yedisu’da daha çok yerleşik hayat ağırlık kazanmıştır. Bu dönemde Karşı, Semerkant, Buhara, Taraz, Kâşgar şehirleri birer iktisadi ve kültürel merkezdi. İlhanlılar Devleti’nde ise Tebriz şehri dünyanın en önde gelen ticaret ve kültür merkezi olmuştur.

Bu dönemde Çyu Çan-Çun (Taocu keşiş, asıl adı Çiu Çuji), Rubrucklu William, Marco Polo, İbn Battuta gibi seyyahlar Türk-Moğol ülkelerini gezmiş, söz konusu toplumların dili, yaşam tarzı, örf ve âdetleri ile diğer kültürel özelliklerine dair bilgiler aktarmışlardır. Seyyahlar sayesinde dünyanın diğer toplulukları, özellikle Avrupalılar ve Yakın Doğu halkları, Türk-Moğol topluluklarını yakından tanımaya başlamışlardır.

Bu dönemde tarihçi ve devlet adamları Alaeddin Ata Melik Cüveynî Tarih-i Cihângüşa (Cihan Fatihinin Tarihi) ve Reşideddin Fazlullah Hemedani de Camiü’t-Tevârih (Tarihlerin Toplamı) eserlerini yazarak Türk-Moğol halklarını dünyaya tanıtmışlardır. Nasreddin Tûsî ise matematik ve astronomiye dair eserleriyle ünlüdür.

‘Hükümdar halkın refahına dikkat etmeli, onun için kaygılanmalı, adil olmalıdır. Devlet yalnız adaletli olduğu sürece uzun müddet yaşayabilir. Adaletin birinci şartı halkın farklı grupları arasında uyum sağlanmasıdır’.
Nasreddin Tûsî, Ahlak-i Nasiri, Bakü, 2005, s. 228

Nasreddin Tûsî’nin yaşadığı dönemde siz bir hükümdar olsaydınız hangi yönetim ilkelerine dikkat ederdiniz.

ALAEDDİN ATA MELİK CUVEYNİ

Cuveynî Horasan’ın Cuveyn şehrinde 1226 yılında doğmuş ve 1243-1256 yılları arasında İlhanlı Emir Argun Aka Han’ın sarayında yaşamıştır. 1246-47 ve 1249-50 yıllarında iki defa Argun Aka ile birlikte binlerce kilometre yol katederek Moğolistan’ı ziyaret etmiştir. 1251-1252 yıllarında ise daha uzun süreliğine Karakurum’a gelmiştir. Burada kaldığı zaman zarfında arkadaşları tarafından Moğolların fetihlerini ebedîleştirecek olan Tarih-i Cihângüşa adlı eserini kaleme almaya ikna edilmiştir.

REŞİDEDDİN FAZLULLAH HEMEDANİ

Reşideddin Hemedani (1247-1318) hekim, yazar, tarihçi ve İlhanlıların veziridir. Camiü’t-Tevârih adlı ünlü eseri İlhanlı Mahmut Gazan’dan Türk ve Moğol ulusları ile onların hanedanlığına, sonraları Hz.Âdem’den kendisinin yaşadığı döneme kadar olan tüm tarihî bilgileri içermektedir.

Kitabın ikinci cildinde yer alan ”Tarih-i Oğuzân ve Türkân” adlı bölümü Eski Türk geçmişi ve mitolojisi açısından önemlidir. O kendisine yazılı olarak verilen Tarih-i Oğuzan’ı değiştirmemiş, yalnızca Kur’an’dan ayetler, bazı tarihî veriler, İran edebiyatından ve Şehnâme’den şiirlerle süslemiştir. Destanın eski zamanlara ait kısımlarında Orta Asya’nın Çin ile münasebetleri derin bir bilgiye dayandırılmıştır. Bu destan bir kitaptan alınmamış, halkın hatırında yaşayan rivayetlerden çıkarılmış olabilir. Kitapta anlatılan Oğuz Kağan’ın seferleri arasında en dikkat çekeni Ön Asya (İran, Mezopatamya) seferidir.

DESTEK, KATKI ve DEĞERLENDİRMELERİNİZİ BEKLİYORUZ.

Ünite ile ilgili dosya, doküman, sunum, slayt, ses, görüntü, fotoğraf, video, vb. her şeyi aşağıdaki sanal duvarda (Padlet) paylaşabilir, görüş ve düşüncelerinizi belirtebilir, yorumlarınızla katkıda bulunabilirsiniz. Yapacağınız tek şey + ya tıklayıp sonrasında istediğinizi panoya eklemek. Birlikte düşünüyor, tasarlıyor, üretiyor ve paylaşıyoruz. Öğretmen İmecesi

Made with Padlet

Yorumlarınız, görüş, öneri ve eleştirileriniz bizim için bir gelişme fırsatıdır.

Başa dön tuşu