Ortak Türk TarihiOTT.6. Türk Dünyası (XII-XV. Yüzyıllar)TARİH ZÜMRESİ

OTT.6.1. Delhi Sultanlığı

DELHİ SULTANLIĞI

Delhi Sultanlığı olarak da bilinen bilinen Delhi Türk Sultanlığı 1206-1526 yılları arasında hüküm sürmüştür. Belirli bir hanedan değil, daha çok Müslüman Türk emirleri tarafından yönetilen bir devlettir. Hindistan’da Afgan asıllı Gurlular Hanedanı (XI-XII. yüzyıl) döneminde Orta Asya’dan gelen pek çok kumandanı yetiştirmiş ve devlet yönetimini ellerinde bulundurmuşlardır. Türk asıllı kumandanlar tarihî eserlerde Memlukler olarak geçer. Memluk, sözcük anlamı “mülk edilen, köle” olmakla beraber, hükümdarın has ordusunun mensubu anlamına da gelmekteydi. Delhi merkezli Gurluların soyu tükenince bir asırdan fazla zaman diliminde Türk asıllı Memlukler Hindistan’ın kuzey kısımlarını art arda yönetmişlerdir.

Türk asıllı Kutbeddin Aybeg (1206-1210) tarafından Delhi’de kurulan bu Türk devleti yaklaşık 320 yıl varlığını sürdürmüş, dört hanedan tarafından yönetilmiştir. Başka bir deyişle Delhi’de Memlukler, Halaçlar, Tuğluklar ve Seyyîdler olmak üzere dört Türk sülalesi birbirinin ardından hâkim olmuşlardır. Halaçlar bugün de Anadolu ve Azerbaycan topraklarında yaşamaktadır.

Birçok âlim, şair, yazar ve sanatkârı himayelerine alan Delhi Sultanları kültür ve sanatın gelişmesine büyük hizmet etmişlerdir. Delhi Türk sultanlarından Balaban Han dönemi (1266-1287) ilim ve sanat bakımından önemlidir. Onun devrinde büyük bilgin, Emir Hüsrev Dehlevî, Delhi sultanlarından himaye görmüştür. Babası Keş’li (Şehrisebz/Güney Özbekistan) Laçın adlı Türk boyuna mensup olan Hüsrev Dehlevî, Hindistan’da şiirlerini Farsça yazan şairlerin en önemlisidir.

Delhi Sultanları, geniş imar faaliyetlerinde bulunmuş, ortaya konulan eserlerin birçoğu günümüze kadar ulaşmıştır. Mimari eserlerin büyük bir kısmı Delhi’dedir. Kutbeddîn Aybeg’in yaptırdığı 72,6 metre yüksekliğindeki yapıt Kutb Minâr ismi ile ünlüdür. Bu yapıt dünyanın en büyük minaresi olarak bilinmektedir. Halaçlar Hanedanı zamanında Hindistan’daki Müslüman mimarisi Selçuklu mimarisi teknik ve üslubunun etkisinde gelişmiştir. Tuğluklardan Firuz Şah, birçok imar faaliyetinde bulunmuş, Hisar, Cavnpûr ve Firuzabad gibi ünlü şehirleri kurdurmuştur.

Sultan Raziye

Sultan Raziye İslâm dünyasının ilk kadın hükümdarı ve her hükümdara ait ne özellik varsa onda da vardı.
Mirza Nesrullah, Han, Türk Tazan-i Hind, C. I, s. 261.

Sultan Raziye, babası İltutmuş tarafından çok sevilirdi. Babası hayattayken devlet işleriyle ilgilenmiş, hatta İltutmuş kızını veliaht tayin etmiştir. Sarayın ileri gelenleri “bu nasıl olur ki baliğ, reşit ve becerikli oğulların varken kızını veliaht tayin ediyorsun” diyerek kendi hoşnutsuzluklarını ifade etmişlerdir. İltutmuş “oğullarım gençliğin zevklerine ile meşgul, memleketin idaresini yapamaz. Benden sonra ancak veliahtlığa Raziye
layıktır. Raziye görünüşte bir kadın gibi ama benim oğullarımdan daha iyidir” demiştir..
Nizameddin Ahmet, Tabakât-ı Ekberî, C. I, s. 66; Cüzcânî, Tabakât-i Nâsırî, C.I, s. 458.

Raziye tahta çıktıktan sonra babasının izini sürdü. Yürürlükten kaldırılmış kanun ve saray geleneklerini geri tatbik etmeye başladı.

İltutmuş’un kızı Raziye’yi hükümdar ilan etmesinin sebepleri sizce neler olabilir?

DESTEK, KATKI ve DEĞERLENDİRMELERİNİZİ BEKLİYORUZ.

Ünite ile ilgili dosya, doküman, sunum, slayt, ses, görüntü, fotoğraf, video, vb. her şeyi aşağıdaki sanal duvarda (Padlet) paylaşabilir, görüş ve düşüncelerinizi belirtebilir, yorumlarınızla katkıda bulunabilirsiniz. Yapacağınız tek şey + ya tıklayıp sonrasında istediğinizi panoya eklemek. Birlikte düşünüyor, tasarlıyor, üretiyor ve paylaşıyoruz. Öğretmen İmecesi

Made with Padlet

Yorumlarınız, görüş, öneri ve eleştirileriniz bizim için bir gelişme fırsatıdır.

Başa dön tuşu