11.2. Duygu, Düşünce, Davranış İlişkisi

DUYGULARIN GELİŞİMİ
Prof. Dr. Neslihan GÜNEY KARAMAN
Duygular Neden Önemli Bir Yere Sahiptir?
Şu an nasıl hissediyorsunuz?
Bizi iyi hissettiren (işe yarayan) duygular nelerdir?
Bizi kötü hissettiren (işe yaramayan) duygular nelerdir?
İşe yarayan (faydalı) duygulara örnekler:
• Sevinç
• İstekli
• Coşku
• Minnetkâr
• Büyülenmiş
• Şefkatli
• Memnun
• Heyecanlı
• Samimi
• Sakin
• Keyifli
• Güvenilir
• Hoşnut
• Huzurlu
• Meydan okuyan
İşe yaramayan (olumsuz) duygulara örnekler
• Rahatsız olmuş
• Şüpheli
• Kederli
• Düşmanca
• Karamsar
• Umutsuz
• Sinirli
• Öfkeli
• Gücenmiş
• Hayal kırıklığına uğramış
• Endişeli
• Korkmuş
• Korkak
• Değersiz
• Korkunç
Sosyal duygusal gelişim; bireyin benlik gelişimi, duygularını tanıması ve anlaması, başarılı sosyal ilişkiler kurması ve sürdürmesi, cinsiyeti, tutumları, değerleri ile kendinden hoşnut olabilmesi ve geleceğe dair planlamalarını yönetebilmesi gibi çok çeşitli alanlardaki sürekli değişimi kapsayan bir gelişim alanıdır.
Çocuğun ilk ilişkilerini kurduğu ve ilk sosyalleşme deneyimlerini yaşadığı aile ortamı pek çok farklı duyguyu da ilk kez deneyimlediği yerdir. Günlük hayatlarının bir parçası olarak çocuklar korku, kaygı, üzüntü, öfke, neşe, mutluluk gibi pek çok duyguyu bir arada yaşar ve bunları çeşitli yollarla ifade ederler. Çocuğun, kendisinin ve başkalarının duygularını tanıma, duygularını sağlıklı bir biçimde ifade etme ve düzenlemedeki artan becerisi duygusal gelişime işaret eder ve çocuğun sosyal duygusal açıdan yetkinlik sağladığını gösterir. Çocukların duygulara ilişkin bilgileri, duygularını ifade etmekte kullandıkları sözcükler, sözel ve sözel olmayan davranışları ile yaşadıkları zorlayıcı duyguları düzenleme çabaları duygusal yetkinliğin önemli boyutlarındandır. Yaşamın ilk yıllarından itibaren ebeveynler ile kurulan ilişkiler duygusal gelişim için kilit rol oynamaktadır. Bu ilişkiler esnasında çocukların ilgi, istek ve ihtiyaçlarının farkında olunması ve onlarla kurulan olumlu etkileşimler çocukların duygularının kabul edildiğini hissetmelerini sağlar ve olumlu benlik gelişiminin kapısını aralar.
Erken çocukluk döneminde sadece 4 temel duygu olan mutluluk, üzüntü, kızgınlık ve korkunun ötesinde birçok duygu çocuklarda erken dönemde gelişmektedir.
Çocuk kendisini diğerlerinden ayrı olarak algılamaya başladığında öz-bilinç duyguları gelişir: Gurur, utanç, suçluluk, imrenme, vb. Sosyal duygusal gelişim, diğer insanların “deneyimlendiği, hatırlandığı, beklendiği veya ilk elden hayal edildiği şekliyle” düşüncelerine, duygularına veya eylemlerine bağlı olan duyguları kapsar. Örneğin; suçluluk, utanç, kıskançlık, empati ve gururdur. Bunun aksine, mutluluk ve üzüntü gibi temel duygular yalnızca kişinin kendi fiziksel durumunun farkında olmasını gerektirir. Bu nedenle sosyal duygusal gelişimi, genellikle ergenlik döneminde gelişen diğer insanların zihinsel durumlarını hayal etme yeteneği olan sosyal bilişin gelişimi ile sıkı sıkıya bağlantılıdır.
Okul öncesi dönem boyunca çocuklar duygularını düzenleyecek ve ifade edecek yetenekler kazanmaya başlarlar. Bu dönemde artan sosyal ilişkiler, özellikle de öğretmenler ve akranlarla olanlar, çocuklara hem duyguları üzerinde konuşma hem de duygularının farkında olma ve onları düzenleme için ortam sağlar. Böylece ilerleyen yıllarda okullar ve sınıflar da çeşitli duygusal deneyimlere eşlik eden ortamlardan biri olarak çocukları karşılar. Okul çağına gelindiğinde çocuklar duygusal dünyalarında daha yansıtıcı olur ve duygularını düzenlemek üzere daha stratejik davranışlar sergilerler. Duygular; bilişsel ve davranışsal alanlarda daha etkili biçimde düzenlenebilir ve duygular gerçek hisleri saklamak üzere ertelenebilir. Örneğin, okul öncesi dönemdeki bir çocuk bahçeye çıkmak üzere duyduğu coşkuyu erteleyemezse sınıfta geçirdikleri süre boyunca “Öğretmenim, ne zaman bahçeye çıkacağız?” sorusunu defalarca sorabilirken ilkokul çağındaki bir çocuk sınıftan çıkmak için acil bir ihtiyacı olsa bile teneffüs zili çalana kadar bekleyebilir. Ergenlikte ise toplumsal gelişim sürecine paralel olarak gençler duygusal deneyimleri üzerine daha fazla kafa yorar ve diğerlerinin duygularına karşı aşırı derecede hassas davranabilirler. Bu doğrultuda; çocuklar ve gençler için önemli sosyalleşme alanlarından biri olarak okul, sosyal duygusal gelişime yöne verecek bir diğer bağlamdır. Genel olarak okul ve daha özel olarak sınıf sosyal bir ortamdır, dolayısıyla çocuk ve gençlerin her türlü duygusu bu ortamda yer bulabilmelidir. Okul iklimi ne kadar olumlu ve okuldaki yetişkinler duygusal açıdan ne kadar ulaşılabilir ise çocuklar ve gençler için de okul, kendilerini ait hissettikleri bir yer hâline gelir. Tıpkı ailede olduğu gibi çocuğun temel güven, aidiyet, yordanabilir günlük rutinler, uyarıcı ve destekleyici çevre gibi duygusal ihtiyaçlarının giderilmesini sağlar. Sınıfı oluşturan duvarlar, fiziksel mekânlar ve materyaller kadar, sınıfta gözle görüp elle tutamadığımız ama hissedebildiğimiz, öğretmeni ve öğrencileri saran bir çevrenin var olduğunu hepimiz bilir ve buna belleğimizdeki okul anılarından kanıtlar sunabiliriz.
Çocukluktan itibaren duygulara önem verilerek yetişen bir çocuk;
• Sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirir.
• Daha az uyum sorunu yaşar.
• Yetişkinlikte daha az ruh sağlığı sorunu yaşar.
• Sağlıklı arkadaş ilişkileri geliştirir.
• İletişim becerileri ve sosyal becerileri gelişir.
• Akademik başarısı yüksektir.
• Öz kontrolü gelişir.
• Öz güveni yüksektir.
Düşünme şeklimiz, “nasıl hissettiğimiz” ve “nasıl davrandığımızı” etkiler. Düşünme şeklimizi kendimizden başka hiç kimse değiştiremez. Belirli durumlar ve olaylarla ilgili düşüncelerimizin tüm kontrolü bizdedir.
Olumlu (işe yarayan) ya da olumsuz (işe yaramayan) şekilde düşünmeyi kendimiz seçebiliriz. Olumsuz (işe yaramayan) düşünceler kendimizi kötü hissetmemize, olumlu (işe yarayan) düşünceler ise kendimizi rahatlamış ve mutlu hissetmemize neden olur.
Düşünme şeklimizi değiştirmek duygularımız ve davranışlarımız üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Bizler işe yaramayan düşünceleri faydalı olan düşüncelere dönüştürme gücüne sahibiz. Bu da bizim daha iyi hissetmemizi sağlayacaktır.
Okulda/sınıfta duygular
• Özel gündem yaratın! Kriz ya da sorunun hemen ardından iletişimin olumluya geçmesi zordur!
• Seninle konuşmak istediğim bir konu var! (Gizlice “Sen değerlisin.” mesajı verir!)
• Somut olayı ortaya koyun. Kişiye değil, davranışa odaklanın /sen yerine, senin şu davranışın)
• Sizde ortaya çıkan duyguyu paylaşın!
• Tüm derslerde uygulanabilir!
11. SOSYAL DUYGUSAL ÖĞRENME BECERİLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ
11.1. Sosyal Duygusal Gelişim Nedir?
11.2. Duygu, Düşünce, Davranış İlişkisi
11.3. Sosyal Duygusal Beceriler ve Sınıflama
11.4. Sosyal Duygusal Becerilerin Sınıflandırılması
11.5. Bireysel Farklılıklar ve Benlik
11.7. İlişkiler ve Sosyal Beceriler
11.8. Sosyal Duygusal Becerilerin Okuldaki Yeri ve Okulda Desteklenmesi
11.9. Akran İlişkileri ve Akran Etkileşimi
11.13. Sosyal Duygusal Gelişimde Öğretmenin Rolü
11.14. Okul İçerisinde Sosyal Duygusal Gelişim
11.15. Sosyal Duygusal Gelişimde Ailenin Rolü